Şrift:
Kerbela- gücü elinde bulunduranların nasıl zalimleşebildiklerini gösteriyor
03.11.2014 [11:53] - Xəbərlər, İslam dini
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Kerbelâ'yı bugün doğru okumak ve doğru anlamak gerektiğine vurgu yaparak, "Kerbelâ, bize gücü elinde bulunduranların imandan, ahlâktan, faziletten ve insanlıktan uzaklaştıkları zaman güç uğruna, hiçbir değer tanımaksızın nasıl zalimleşebildiklerini göstermektedir." dedi.
Muharrem ayı aşure ve Kerbela mesajı yayınlayan Mehmet Görmez, her yıl 10 Muharrem'de kalbinde iman taşıyan her mümini bir hüzün ve bir keder kapladığına işaret ederek, Kerbela'da yaşanan hadiselerden söz ettikten sonra, "Kerbelâ hadisesinde Hz. Hüseyin ve arkadaşlarının uğruna can verdikleri yol, Hz. Muhammed Mustafa (sas)'nın yoludur. Kerbelâ'yı anlamak, Kerbelâ'yı yaşamak, hakka, hakikate, hürriyete ve adalete sevdalı olmak demektir. Haksızlık karşısında direnmenin adıdır Kerbelâ. Bugün bizlere düşen Kerbelâ'yı doğru okumak ve doğru anlamaktır. Onu sadece tarihte yaşanmış bir kıssaya, bir mitolojiye, bir efsaneye dönüştürmemek; bu hadiseden dersler ve ibretler çıkarmaktır. " ifadelerini kullandı.
"KERBELA'YI ANLAMAK HÜSEYİNCE YAŞAMAKTIR"
"Kerbelâ, bize gücü elinde bulunduranların imandan, ahlâktan, faziletten ve insanlıktan uzaklaştıkları zaman güç uğruna, hiçbir değer tanımaksızın nasıl zalimleşebildiklerini göstermektedir." diye devam eden Görmez, Kerbela'yı anlamanın Hüseyince yaşamak olduğunu dile getirdi.
Görmez, mesajına şöyle devam etti: "Kerbela, hakkın hatırını her şeyin üzerinde tutmaktır. Yürekleri hiçbir zaman sahra-i Kerbelâ'ya dönüştürmemektir. Kerbelâ'nın acısını yüreğinde hisseden hiçbir Müslüman, Kerbelâ şehitlerine bu zulmü reva gören Yezidler gibi düşünemez, Şemirler gibi davranamaz, Zülcevşanlar gibi yaşayamaz. Hele hele Kerbela'nın kerbu belasını bugüne asla taşıyamaz. Hz. Hüseyin'in en büyük gayesinin, kendisinden sonra yeni Kerbelalar yaşanmaması olduğunu bilir. Kerbelâ'da bize düşen vazifelerden biri de bu acı hadise üzerinden İslam coğrafyasında bir ayrılık-gayrılık değil bir birlik-beraberlik çıkarmaktır. Bir sevgi, bir muhabbet devşirmektir."
"ZALİMİN DE MAZLUMUN DA MEZHEBİNE VE MEŞREBİNE BAKILMAZ"
Ne Kerbela'da şehit olanların sadece Şiîliğin temsilcisi, ne de Kerbela faciasını yaşatan zalimlerin Sünnîliğin referansını temsil ettiklerinin unutulmamasını isteyen Mehmet Görmez, "Zalimin de mazlumun da mezhebine ve meşrebine bakılmaz. Kerbelâ'da yaşanan acı hadise karşısında Sünnî olan da Şiî olan da aynı duyarlılığı gösterir. Bu hadise üzerinden İslam coğrafyasında ayrılık ve gayrılık var etmek, kitlesel çatışmanın referansını oluşturmak İslâmî kardeşlik ve vahdeti bozma çabalarına prim vermek olacaktır. Mümin her nerede olursa olsun zalime karşı mazlumun yanında duran vicdanlı insandır." düşüncesini aktardı.
"BUGÜN GÖNÜL COĞRAFYAMIZDA NİCE KERBELALAR YAŞANMAYA DEVAM EDİYOR"
Diyanet İşleri Başkanı Görmez, ancak bugün İslam coğrafyasında son yıllarda yaşanan olayların mezhebi, meşrebi ne olursa olsun Müslümanların Kerbelâ'yı, Hz. Hüseyin ve arkadaşlarını hala doğru okumadığını, doğru anlamadığını ortaya koyduğuna üzülerek şahit olduklarını belirterek, sözlerine, "Onun içindir ki bugün gönül coğrafyamızda nice Kerbelâlar yaşanmaya devam ediyor. Kardeş kanı akmaya devam ediyor. Müslümanların izzet ve onuru tarihte hiç olmadığı şekliyle bugün bizzat birbirlerinin eliyle yok ediliyor. Savaş, terör ve zulümden dolayı milyonlarca insan yerinden, yurdundan, evinden barkından, hayatından oluyor. Çocuklar umutlarını, hayallerini, geleceklerini yitiriyor. Nice mazlum, masum, mağdur kardeşimizin hayat hakkı her gün Hüseyin Efendimiz gibi Kerbelâ çöllerinde gasp ediliyor." dedi.
"BUGÜNE KADAR SUÇU HEP BAŞKALARINDA ARADIK"
Bugüne kadar suçu hep başkalarında aradıklarını, hep başkalarının sinsi emellerine atıflar yaptıklarına dikkat çeken Mehmet Görmez, ama artık bir kere de kendimize bakıp nerede hata yaptığımızı sorgulamak durumunda olduğumuzu hatırlattı.
Görmez, "İnsan yetiştirme düzeneklerimizi yeniden gözden geçirmeliyiz. 'Ehli kıble tekfir edilmez' düsturunu teoriden pratiğe aktararak 'Müslümanım' diyen herkesi İslam dairesinde görmeli ve hiç kimsenin bir başkasını İslâm'dan çıkartma yetkisinin olmadığını hatırlamalıyız. Ve bu gidişata bir 'dur' demeliyiz. Bunun için bugün mezhebi, meşrebi, dili, kültürü, coğrafyası ne olursa olsun dünyadaki bütün Müslümanların yeni Kerbelâlar yaşanmaması için ortak bir dil, ortak bir kültür, ortak bir düşünce, ortak bir gönül birlikteliği geliştirme mecburiyeti vardır." değerlendirmesinde bulundu.
"HZ. PEYGAMBER VE EHL-İ BEYT SEVGİSİ ETRAFINDA KENETLENEN MİLLETİMİZ…"
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, mesajını, "Bu duygu ve düşüncelerle ümmeti olmakla şeref duyduğumuz Efendimiz Muhammed Mustafa'ya, onun âline, ashabına salat ve selam ediyor; serdarımız Hz. Aliyyü'l-Murteza'nın şahsında bütün ehl-i beyt-i Mustafa'yı, Hz. Haticetü'l-Kübra'yı, Hz. Fatımatu'z-Zehra'yı, Hz. Hasan'ı, Hz. Zeyneb'i, hassaten şehadetinin 1375. yılında seyyidü'ş-şüheda Hz. Hüseyin Efendimizi, Kerbela şehitlerini ve bugüne kadar hak, hakikat, hürriyet, adalet, ahlâk, erdem ve fazilet için, izzet ve şeref için can veren bütün şühedayı rahmet, minnet, şükran, saygı ve tazim ile yâd ediyor asırlardan beri Hz. Peygamber ve Ehl-i Beyt sevgisi etrafında kenetlenen milletimiz başta olmak üzere tüm gönül coğrafyamızın barış, huzur, güven, karşılıklı sevgi ve saygı içerisinde yaşamaya devam etmesini Cenab-ı Mevla'dan niyaz ediyorum." temennisiyle noktaladı. (CİHAN)
Bu xəbər oxucular tərəfindən 1107 dəfə izlənilmişdir!
Google Yahoo Facebook Twitter
Del.icio.us Digg StumbleUpon FriendFeed