Şrift:
"HAMIMIZ TÜRKÜZ"...
24.02.2012 [16:34] - DAVAMın yazıları
Devletin adındaki, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti” kalır mı yoksa “Neo Osmanlı Devleti” mi olur bilemem. Bu ülkenin yeni anayasası belirlenmekte. Yeni anayasa şekillenirken, Türkiye’nin, TC’nin geleceği, Türklüğün kaderi tayin ediliyor... “Türklüğün” tanımından başlayarak... Bu tanım; Atatürk’ün “Ne mutlu Türküm diyene” ifadesiyle özetlediğinden çok başka şekillere çekiliyor.

***

Başbakan Erdoğan, “Türklük alt kimliklerden biridir. Türkiye Türklerindir demek yanlıştır” diyordu. Mustafa Kemal’in sözlerine ırkçılık izafe edildi. Oysa tam aksine bu ülkede yaşayan etnik gruplara mensup herkesin gönüllü olarak kendilerine “Türk” demeleri bu toprakların tarihi gereği bu unsurları Türklük çatısı altında ve birleştirmeyi amaçlıyordu. Ülkede en büyük unsur olan Kürtler de “Türk” olarak şerefleneceklerdi. Ve bu tılsım, bölücülük başını kaldırana kadar Türkiye’yi -baş kaldırılara rağmen- bir arada tuttu. Benim kuşağımda Kürt-Ermeni, Yahudi-Rum ayrımı yaşamadık. “Hepimiz Türk” tük ve mutluyduk.
Ama tabii bölücüler, Kürt milliyetçiler bu ülkede yaşayan herkesin Türk sayılmasına karşı ayaklandılar. Ve sonra da “Hepimiz Ermeni” (!) olduk. Bakalım Erdoğan’ın anayasasında “Türklük” nasıl tanımlanacak?

***

TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda “bölücülük” tartışması yaşandı. Aydınlar Ocağı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Erkal ve Aydınlar Ocağı Başkan Yardımcısı Prof. Ahmet Çolak komisyona katıldılar. Komisyonda, “Türklerin ve Kürtlerin hür iradeleriyle birlikte yaşamaya karar verdiklerini” anlatan Çolak, “Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılmasının ardından geride kalanlar birlikte yaşamaya karar verdi” dedi. Bu sözlerden rahatsız olan BDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, “Benim dedem beraber mücadele etti ama sizin dediğiniz gibi birlikte yaşamayı kabul etmedi. Türklüğü kabul etmedi. Siz böyle yorum yapıyorsunuz ama kabul etmiyorum” diye konuştu... Onların hedefi Türkiye topraklarında Büyük Kürdistan’ı kurmak! Bu böyle olunca neyi tartışıyoruz?!
Ve tam bu sırada Fener Rum Ortodoks Patriği Bartholomeos, Anayasa Uzlaşma Komisyonu’na 6 maddelik bir öneri paketi sundu ve “Biz yabancı değiliz, hepimiz Türk’üz. Gökçeada doğumluyum. Yedek subaylığımı İstanbul’da yaptım” dedi.
Ben okulda onun gibi, kendilerine Türk diyen Rum, Ermeni, Musevi ve Kürt tanıdım.. Bunlar Kore’de de benim gibi görevlerini; bayrağımıza, ordumuza sadakat hatta fedakarlıkla yaptılar. Rum Patriği Bartholomeos’un “Türk devletine vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkes Türk’tür” sözleri aslında şu sırada Türklük tanımlanırken çok anlamlı.. Hem bölücülere, hem de “Hepimiz Ermeniyiz” gibi saçmalıklara en anlamlı cevap.. Komisyonun MHP’li üyesi Oktay Öztürk, tanımı ikinci kez okuttu.
Ne var ki Bartholomeos’un sözleri, anlaşılan AKP indinde ve tabii Kürtçüler’de pek itibar görmedi. Yandaş medyada yankılanmadı..
Ben kendisini candan tebrik ediyorum.

***

Günlerdir CNNTÜRK televizyonunda TSK’nın 1996’da Cumhuriyeti; Erbakan’ın Refah Partisi’nin ülkeyi “geriye götürecek” sözde “Milli Görüş” ün yolunu kesen tankların balans ayarı, “Son Darbe” belgeseli gösterilmekte. Mehmet Ali Birand, mutadı veçhile olayları nalıncı keseri gibi kendine göre yontmuş ve yorumlamış. Gerçekten de yakın tarihimizde önemli bir kilometre taşı olan “28 Şubat” ayarı sonraki olaylara da ışık tutuyor. Merak ediyorum; eğer bu ayar yapılmasaydı Erbakan’ın emeli “kadayıfın altı kızarınca, kanlı veya kansız” gerçekleşseydi, Türkiye bugün nerede olurdu?
Bir başka merakım da şu; ileride Mehmet Ali veya benzerleri, veya daha dürüst ve objektif olanlar bugünkü gelişmeler ve Erdoğan’ın “Muhteşem On Yılı” hakkında ne hüküm verecekler?
Bu xəbər oxucular tərəfindən 2028 dəfə izlənilmişdir!
Google Yahoo Facebook Twitter
Del.icio.us Digg StumbleUpon FriendFeed