Şrift:
Ekonomide tuzaklara dikkat…
12.04.2018 [12:45] - Gündəm, İqtisadiyyat
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın projeli yatırımları teşvik kapsamında kritik yatırımların teşvik edilmesi ve cari açığa katkı sağlama çabaları olumlu bir adımdır.
Yatırımın istihdamı olumlu etkileyeceği, ithalata harcanan dövizin ülkemiz kasasında kalacağı düşünülürse, bu adımlar elbette olumdur.
***
Devletin milletiyle ve iş dünyasını el ele olması şüphesiz ki, olumlu bir havadır..,
***
Ancak, Ekonomik parametrelerin sinyal vermeye başlamasıyla en ufak bir istifa söylentisinde dahi döviz fiyatlarının tavan yapması, azaldığını ve zeminin kayganlaştığını gösteriyor.
İthalat ve ihracat dengelerine baktığımızda halen sorunlu gözükürken, iç piyasalardaki durağanlık, iş dünyasında borçluluk rakamlarının artması ve kredi dönüşlerindeki aksaklıklar farklı tedbirler gerektiriyor…
***
Dış yatırımcı teşvik edilirken, bu konuda da ciddi bir analiz gerekiyor.
Bazı firmaların yurt dışına çekilme kararının arkasındaki ana fikri iyi anlamak gerekir. Birleri merkezlerini dışarı çekerken, aynı eksende benzer firmaların dış yatırımcı statüsünden faydalanarak arka kapıdan ekonomiye giriş yaptığı yönündeki söylentiler önlenmelidir…
Bu gibi operasyonların doğru olması halinde ilerde farklı sonuçlar doğurması muhtemeldir.
***
Mesela, bazı firmaların merkezlerini yurt dışına çıkarıp, buradaki fiziki yatırımlarını teşvik kapsamı almaları ve ucuz maliyetli kredi ile vergi istisnalarından faydalanmak yolu ile besleyen firmaların ilerde en ufak bir tökezlemede bankalarımızla baş başa kalması ihtimalini düşünmekte fayda var.
Bu firmaların yurt dışına çıkıp sonrasında dönerek içerde kredi ve teşvik bazlı yatırımlara yönelmesi konusundaki işleyişi irdelemekte fayda vardır.
***
Bankalarımızdan yüksek miktarlarda borç alarak dünyanın sayılı zenginleri arasına giren bazı isimlerin, son dönemde "borçlarını yapılandırma" adı altında ödemekten kaçtıkları haberlerinin arması dikkat çekicidir. Bu türden haberlerin gerçek olup olmamasından çok piyasalardaki ateşi yükseltmesi önemsenmelidir…
***
Bu neviden söylentiler gerçek yatırımcıyı "bekle gör" iklimine yöneltiyor.
***
Yukarı seviyede ekonomik tedbirler tartışılırken, sanayileşme ve üretim teşvikleri gündemdir.
Fakat Kobilere ve küçük perakende sektörüne bakınca halkın ekonomisinin faklı olduğu bir iklim var.
***
Şirketlerin kredi arayışı, perakende piyasalarının durağan olması, buna karşın AVM'lerde dolar ve Euro'ya endeksli kiralamaların önüne geçilememesi, SGK primlerinin yüksekliği, enerji giderlerinin dövize bağlı artması Kobi seviyesindeki esnafı perişan etmektedir…
***
Kobiler can suyu diye verilen küçük kredilerin harcama kalemlerine ve maaşlara verildiği için yatırama dönüşmediği açıktır.
Alışveriş merkezlerinde kiralamaların bir çoğunun dış markalara verilmesi, bu dış markaların dış yatırım kapsamında avantajlar elde etmesi yerli ve milli firmaların önündeki en ciddi engeldir.
***
Bizler ve Türkiye'nin en iyi ekonomi uzmanları "ekonominin zorda olduğunu, küçük firmaların da halkın da borç altında ezildiğini" anlatmamıza rağmen, Dövizle kira meselesinin çözülememesi, İşletme giderlerini yükselten SGK prim ve enerji fiyatlarının yüksekliğine karşı acaba neden önlem alınmıyor?
***
Ekonomik parametreler ne zaman dibe vursa, "işletmeler tasarruf yapsın" diyen yetkililer acaba teşvik kapsamına alınan büyük işletmelere gösterdikleri hoşgörüyü neden göstermiyor?
***
Meclisten geçen KDV geri iadelerinin süresi uzun yıllara yayılırken, ödeme zorluğu çeken kobilerden kamu alacaklarının icra yoluyla tahsili gariptir. aslında bu alacakların KDV iade kaleminden mahsup edilerek esnafın borç batağından kurtarılması düşünülmelidir.
Bu yolla devlet alacağını alır borçlu esnaf kısmen rahatlar.
***
Ayrıca, Büyük iş kollarında uzmanlık gerektirmeyen işlerde çalıştırılan yabancıların çokluğu genç nüfustaki işsizlik rakamlarını yükselttiği bilinirken, Mehmet'in, Ayşe'nin yerine her milletten insanın işe alınması insani olabilir, bu noktada bir sözümüz yok, ama işsiz genç nüfusumuz açısından fırsat eşitliği değildir.
***
Suriyeli 4 milyon mülteciye yapılan harcamalar bilinirken halen bir çok mültecinin İstanbul sokaklarında (U Afrikalı, Afganistanlı, Suriyeli ) insanların ekonomiye yük getirmesi ivedi düşünülmesi gereken bir meseledir…
***
Bu sebeple; Ekonomik endişeler konusunda çığırtkanlık yapmak yerine ayağı yere basan önerilerde bulunup devlet millet el ele bu handikaptan çıkmamız gerekir.
Bu kapsamda, ekonomiye yük getiren kaçak insan ve mülteci konusunda köklü bir reform düşünülmeli, Türkiye de kaçak bulunan insanlar kendi ülkelerine iadesi sağlanmalıdır.
***
Sanayi teşviklerinde yabancı yatırımcı firmaların sicilleri gözden geçirilmeli, Türkiye'den daha önce çıkanlar ile eşleşmemelidir…
***
Kobilerin meselesi can suyu kredileri ile değil, döviz cinsinden olan kiraların kanunla iyileştirilmesi, markalaşma teşvikleriyle rekabet şartlarının iyileştirilmesi, işletme giderlerini oluşturan SGK ve enerji giderlerinin süspanse edilmesi gerekir…
***
Piyasaların en önemli sorunu güven sorunudur, bu aşamada alınan önlemler ve piyasa işleyişindeki güveni koruyan yaklaşımlar ekonomik kriz çığırtkanlarını susturabilir.
Bu xəbər oxucular tərəfindən 572 dəfə izlənilmişdir!
Google Yahoo Facebook Twitter
Del.icio.us Digg StumbleUpon FriendFeed