Deprecated: preg_replace(): The /e modifier is deprecated, use preg_replace_callback instead in /home/davam/public_html/engine/modules/show.full.php on line 292 davam.az - BÜTÖV AZƏRBAYCAN ADINA! > Çap səhifəsi > Nurullah AYDIN: - KURBAN BAYRAMI VE MÜSLÜMANLAR
davam.az - BÜTÖV AZƏRBAYCAN ADINA! > Gündəm, İslam dini, DAVAMın yazıları > Nurullah AYDIN: - KURBAN BAYRAMI VE MÜSLÜMANLAR

Nurullah AYDIN: - KURBAN BAYRAMI VE MÜSLÜMANLAR


Din sosyal bir olgudur.
İnsanoğlu; tarihin her devrinde her toplumda; akılla açıklayamadığı varlığını, yaratıcıyı ve yaratılanları düşünmüştür. İnandığına verdiği anlam ise sürekli değişkenlik göstermiştir. Ve halen de bütün dinler ve din dışı anlayışlar farklı olgular üzerinden yürümektedir.

Kurban kesme bütün ilkel pagan dinlerinde de olduğu iddiası vardır. İnka ve Aztekler’de de çocuk kurban kesme ritüeli olduğu iddiası vardır. İnka ve Aztekler’den kalma yazılı belgeler yok. Arkeologlar bazı bulguları, bildikleri dinlere göre yorumluyorlar. Orada bir kurban olayı var mı idi ve de, kurbanlar insan mı idi, bu tamamen bazı arkeologların yorumundan ibaret.

Tanrıya, ruhlara, hayvan kesme adedi ise; hemen her coğrafyada eski yeni bütün dinlerde de olduğu iddiası vardır. Bu iddia ne derece doğru? Hristiyanlar ve yahudilerde, hele hele budist, hinduist ve taoist’lerde hiç yoktur. Müslümanlar dışında bugün kurban olayının olduğu bir din yoktur. Elçi Musa’nın koyduğu ve Hıristiyanların da (kısaltarak) kabul ettiği on emrin birincisi: ‘Öldürmeyeceksin! (Du sollst nicht töten)’ kuralıdır ve insanlar ile sınırlı değildir.

Müslümanların kurban kesme olayını başlattığına inanılan İbrahim (İbranice: אברהם Avram, Abraham) üç semâvî dinin ve bu dinlerin peygamberlerinin atası olarak kabul edilen elçi/peygamberdir.

M.Ö. 2000'li yılların başlarında yaşamış, Hindistan’dan Anadolu’ya Urfa’ya göç etmiş aşiretin lideri Brahman Azer’in oğlu Brahman/Abraham/İbrahim babasının aksine tek Tanrı’yı savunur. Doğduğu ve yaşadığı yerler hakkında üç dinin kitaplarında ve âlimlerin verdiği bilgilerde farklılıklar vardır.

Abraham/İbrahim; Adıyaman/Urfa bölgesinde Komenaga kralı Nemrut’la mücadele eder. Nemrut'un bulunduğu bölgeden ayrılır, eşi Sâre, yeğeni Lût ve diğer adamlarıyla birlikte, önce Harran'a, ardından Ürdün ve Mısır'a gider, daha sonra da Filistin'e geçer. Bu bir efsanedir. Hatta Kabe’yi de Abraham’ın kurduğu yolunda anlatımlar var.

Urfa-Mekke mesafesi, kuş uçuşu 1751 km, bugünkü yol olarak 2475 km’dir. Bir deve günde sadece 20 km gider, yani her gün yol alsa 124 günde,18 haftada gitmesi gerekir. M.Ö. 2000 de Urfa’da yaşayan birisi, Mekke’nin varlığından bile haberdar değildi, kaldı ki yol şartları, nerede su var, nerede yiyecek, bilemezdi ki? Kabe ise, göçebe çöl araplarının, putlarını sakladığı ve senede bir ziyaret ettikleri yerdi, tek tanrılı din ile alakası yoktu.

Din adamlarının, halkı aldatmakta temel yöntemleri benzerdir. Bir efsane anlatırlar ama dört ayrıntıya hiç değinmezler. Bunlar; Mesafe, Zaman, Günün imkan ve şartları ile Bu haber bize nasıl ulaşmış sorularıdır.

Abraham/İbrahim eşi Sare’den oğlu İshak olur. İshak Yahudilerin atası kabul edilir.
Yine Abraham/ibrahim’in Mısırlı Kipti hizmetçisi Hacer’den İsmail isminde oğlu olur. Bu da Arapların atası kabul edilir.

Abraham/İbrahim dini anlatımlara göre rüya görür. Oğlu İsmail’i kurban kesmek istemesini örneklendirdiği kurban ayini İsmail soyundan gelen Araplarca kabul edilir. Ancak aynı uygulamayı diğer oğlu İshak ve Yahudi soyu yapmaz.

İbrahim dini yani Hanef dini diye peygamber/Elçi Muhammed kurban kesmeyi önemser.
Ancak peygamber/Elçi İbrahim; Elçi Musa’nın Tevrat’ında da, Elçi İsa’nın İncil’inde de yer almasına rağmen kurban, İsmail, rüya bunlarda yer almaz.

Kâbe’yi yapan ona Allah’ın evi diyen peygamber/elçi Abraham/İbrahim’in bu uygulamasını; peygamber/Elçi Musa da, peygamber/Elçi İsa da benimsemez. Onlar da; Kâbe’yi kutsal ibadet yeri kabul etmediler, Kâbe odaklı hac ve kurban ritüeli yapmadılar.

Kabe’yi tavaf ve Kurban kesme uygulaması; Musevilikte ve Hıristiyanlıkta kabul edilmedi. Peki, ama neden?

İslam dünyası; kan, katliam, yıkım, ihanet, kin, nefret, düşmanlık alanı. Allah adına İslam adına kafa kesiyor, birbirlerini katlediyorlar.

1400 yıl geçmiş, Müslümanlar hala temel konularda birlik değiller. İtikatları farklı, iman anlayışları farklı, ibadetleri farklı, günah anlayışları farklı, evliliğe, cariyeye, zinaya hırsızlığa, talana, yalana bakışları farklı.

Müslümanları önce Sünni-Şii-Alevi diye ayrıldılar. Sonra Selefi/Vahhabi/mezhepsizler diye bölündüler. Tarikatlar dediler, mezhepler dediler, cemaatler dediler. Ayrıldıkça ayrıldılar. Birinin dediğini diğeri kabul etmedi. Öbürünün dediğini diğerleri benimsemedi.

Her İslam yazarı kendine göre; İslam’ı yorumladı. Her yorum farklı yaşama anlayışını oluşturdu.
Kurban nedir ne anlama gelir sorusuna cevapta birleşemediler. Kimi koç inek deve derken bazısı horozdan da kurban olur, dedi.
Kimi bir yıllık geliri olan kesmeli derken diğeri borcu olsa da kesmeli, dedi.
Kimi peygamber bir kere kurban kesti başkada kesmedi dedi diğerleri hayır hep kesti, dedi.

Her yıl her İslam ülkesi farklı günde bayramı kutladı. Bu yılda da aynı ayrışma var.

Kurban Bayramı'nı 4 Ekim 2014 Cumartesi günü kutlamaya başlayacak ülkeler şöyle:
Türkiye, Suudi Arabistan, Irak Sünnileri, Lübnan Sünnileri, Filistin, Suriye, Ürdün, Mısır, Umman, Yemen, Somali, Bahreyn, Kuveyt, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, Sudan, Güney Sudan, Tunus, Cezayir, Libya, Nijerya, Gana, Uganda, Avusturya, İtalya, Belçika, İsviçre, Kanarya Adaları, Fransa, Danimarka, Rusya, İngiltere, Güney Kore, Kanada, ABD, Latin Amerika ve Karayipler'de yaşayan Müslümanlar.

Bayramın başlangıcını 5 Ekim Pazar günü olarak kabul eden ülkeler:
İran, Irak, Lübnan Şiileri ile Moritanya, Fas, Güney Afrika, Kenya, Zambiya, Japonya, Malezya, Endonezya ve Yeni Zellanda'daki Müslümanlar.

Bayramın başlangıcını 6 Ekim Pazartesi günü olarak kabul eden ülkeler:
Pakistan ve Hindistan Müslümanları.

Müslümanların İslam dünyasının çağdaş evrensel değerleri benimsemiş liderlerle alimlere ihtiyacı vardır. Hırsız, yalancı, talancı, servet biriktiren, bölen böldürten, katleden katlettiren müslüman görünümlü şeytanlardan kurtulması gerekir.
Aksi halde Müslüman halkları; huzursuz güvensiz, sorunlar içinde boğulan bocalayan, kendi kendilerini katleden insanların ihanet tarlası olmaya devam eder.

Günün Sözü: Aklı bilimi esas almayan inanç ve düşüncenin insana topluma dünyaya evrene faydası yoktur.

Geri dön