Şrift:
MHP ne istiyor?
22.06.2015 [02:39] - Gündəm, Siyasət, DAVAMın yazıları
Meclis henüz toplanmadı, kimin başbakan olacağı, nasıl bir koalisyon oluşacağı belli değil. Belli olan tek şey, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bir uçurumun eşiğinden döndüğü, 13 yıllık karanlığın, zulmün, teslimiyetin, yalan, talan ve ihanet döneminin son bulduğudur. AKP'li bir koalisyon oluşsa bile, bir daha asla böyle bir dönem yaşanmayacaktır.
Kim bilir daha neler var?
AKP, ülkenin varlığını ve birliğini çözmeye uğraşırken kendisi çözüldü. Bu çözülme seçim sonuçlarıyla sınırlı değildir. Bir menfaat ortaklığı olarak şekillendiği için, dışarıda kalanlar bu çözülmeyi daha da hızlandıracaklardır. Nitekim, cemaatin ortaklıktan çıkarılmasının ne tür sonuçlar doğurduğunu, bütün dünya hayretle izledi. Geçmişleri, dünya görüşleri ve yol arkadaşlıkları bakımından birbirlerine en yakın gibi görünen Abdullah Gül ve Recep Tayyip Erdoğan arasında menfaat hesaplarına dayalı olarak nasıl fırtınaların koptuğunu, Ahmet Sever'in kitabından öğrendik. Bunlar sadece yazılabilenlerdir. Kim bilir daha neler var ve çözülme hızlandıkça neler duyacak, neler göreceğiz?
Menfaat düzeni bozuldu
Kurdukları korku, tehdit ve rüşvet düzeni yıkılmış ve altında kalmışlardır. Millet, AKP'siz de olabileceğini test etmiş ve sonuç almıştır. Yalan, talan ve ihanete yeter denmiştir. Alınan yüzde 40 oy, AKP'nin değildir. Bunun içinden haksız ve hukuksuz biçimde kullanılan devlet imkanları, sınırsız para gücü, haram havuzlarıyla satın alınan medya ve bu medyanın yanaşma ve beslemelerinin yalan bombardımanı, Vali, Kaymakam tehditleri de vardır. Bunları çıkarırsanız, geriye fazla bir şey kalmaz. Menfaat düzeni bozulmuştur ve AKP'yi birarada tutacak fazla bir şey kalmamıştır. Daha önce de iddia ettiğimiz gibi bu seçimlerde gidişleri hızlandı, bir dahaki seçimde de AKP diye bir parti kalmayacaktır. Övünecekleri tek şey, geriye HDP gibi bir miras bırakmış olmalarıdır.
Kolay olmayacak
Kolay olmayacağı ve sıkıntılı bir dönemin önümüzde durduğu gerçeğinin farkındayız. 13 yıllık bir çürümeden, kayıptan, talandan ve teslimiyetten söz ediyoruz. 17-25 Aralık gibi dünya siyaset tarihinin gördüğü ve duyduğu en büyük rezillikler yaşanmıştır. Anayasa fiilen askıya alınmış ve örneğine ancak ihtilal dönemlerinde rastlanabilecek tek adam sultasına dayalı bir düzen kurulmuştur. İhanet çığırından çıkmış ve bunun sonucu olarak AKP'nin 13 yıllık döneminin en ibret veren eseri olarak, HDP bugünkü imkanlara kavuşmuştur. Bu tablo aynı zamanda neyin yapılmaması gerektiğini, kurulacak hükümetin nelere dikkat edeceğini de belgeliyor. Nitekim, MHP'nin hiçbir şekilde değiştirilmeyecek şartlar olarak ortaya koydukları, tam olarak bunlardır.
MHP liderlerin işini kolaylaştırdı
MHP aslında HDP dışındaki partilerin, özellikle de liderlerin işlerini kolaylaştırmıştır. Demokrasiye inanan, hukuku üstün tutan, ülkenin bölünmez bütünlüğünden yana olan hiç kimse MHP'nin şartlarına itiraz edemez. MHP'nin kendisi için istediği bir şey yoktur. Talepleri bu devletin birliği, bu milletin huzuru ve bu ülkenin geleceği içindir. Akıl, insaf ve vicdan sahibi herkes bunun böyle olduğunu görür ve söyler. Buna rağmen MHP'nin bu şartlarına itiraz ediliyorsa, orada iyi niyetten söz etmek imkansızdır. Belli ki kurdukları bu kirli düzeni devam ettirmek istiyorlar. MHP elbette buna izin vermez ve vermeyecektir.
***
DEMİREL'İN ARDINDAN
Rahmetli Demirel'i gazetecilik hayatımın ilk yıllarında tanımıştım. 1987 yılında yasakların kalkması için yapılan referandum öncesi gezilerde, Demirel'i takip etmekle görevlendirilmiştim. Biraz yakından tanıyınca çok şaşırmıştım. Esprili, hoş görülü ve babacandı. Siyaset tarzı ile ilgili çok şey söylenebilir. Ancak, Türk siyasetinde çok belirleyici bir figür olduğu gerçeği değişmez. Siyasete kazandırdıkları, her biri klasiğe dönüşen sözleri, demokrasiye olan inancı ile silinmez bir iz bırakmıştır. Günlerdir televizyon kanallarında ve gazete sayfalarında kendisi için söylenebilecek her şey söylendi, yazıldı. Demokrat kişiliği herkesin ittifak ettiği bir özelliğidir. En çok eleştirilen, en çok hedef alınan liderlerin başında geliyordu. Hakkında neler neler yazıldı, çizildi? Hiçi bir gazeteci için tek bir dava açmadı. Kırıldı, ama küsmedi. Düştüğü yerden kalktı, doğru bildiği yola devam etti.
Bir dönem kapandı
Demirel'in vefatı ile birlikte bir dönem kapandı. Türk siyasi hayatına damga vurmuş, Alpaslan Türkeş, Necmettin Erbakan, Bülent Ecevit kuşağının son temsilcisiydi. Daha sonra katılmış olmasına rağmen Turgut Özal'ı da dahil edebiliriz. Bugünün siyasetçileri için, özellikle de kendisinden başka hiç kimseye hayat hakkı dahi tanımayacak tarzda siyaset yapanlar, saltanatın, israfın zirvesinde dolaşanlar için bu kuşak her şeyi ile bir örnektir. Hepsinin idealleri vardı, ellerinden gelen hizmeti yaptılar, derin izler bıraktılar ve vade dolunca bıraktı gittiler. Türk milleti hepsine vefalı davrandı. Her faninin, özellikle de saltanat sahiplerinin unutmaması gereken tek ve değişmez gerçek budur. Bu vesileyle bu ülkeye hizmeti dokunmuş bütün devlet adamlarına ve Demirel'e Allah'tan rahmet diliyorum.
Bu xəbər oxucular tərəfindən 956 dəfə izlənilmişdir!
Google Yahoo Facebook Twitter
Del.icio.us Digg StumbleUpon FriendFeed