Şrift:
Quzey Kıbrısın gündəmində nələr var?
28.07.2012 [12:48] - Gündəm, Türk dünyası-Turan
Quzey Kıbrıs Türk Cümhuriyyətindən özəl olaraq davam.az-a göndərilən rəsmi xəbərlər bülleteninin növbəti buraxılışını orijinal variantda oxuculara təqdim edirik:

ERDOĞAN: “AB ÜYESİ OLAN ÜLKELERİN MÜKTESEBATA UYGUN OLMAYAN BİRÇOK YÖNLERİ VAR”

Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, AB üyesi olan ülkelerin müktesebata uygun olmayan birçok yönleri olduğuna dikkat çekerek, bunların en önemlisinin Kıbrıs olduğunu vurguladı.Erdoğan, “bir defa sen Kıbrıs diye Güney Kıbrıs'ı alamazsın. Çünkü ortada yeşil hat var. Kuzey Kıbrıs'ta Güney Kıbrıs'ın herhangi bir tasarrufu yok ki. Buna karşı sizin de duruşunuz önemli. Biz de bu duruşumuzu sergiliyoruz. Niye? Bu millete yakışan duruş budur da onun için. Biz ezilemeyiz” dedi.TC Başbakanı Erdoğan, Kanal 24 televizyonunda ''Sansürsüz Özel'' isimli programa konuk olarak, soruları yanıtladı.Erdoğan, ''Hükümetinize yönelik devamlı olarak eleştiriler var. Bunlardan bir tanesi, 'AK Parti kurulduğu yıllarda AB hedefine kilitlenmişti ama son dönemde bu hedefi biraz boşlar gibi oldu' eleştirisi. Siz bu değerlendirmelere ne diyorsunuz'' sorusunu, ''Bu mümkün mü? Bunun en güzel örneği ilk defa bizim hükümetimizde salt görevi AB olan bir bakanlık kuruldu ve bu bakanımın tek görevi var, AB üyesi ülkeleri fellik fellik dolaşacak ve bu işin sürekli propagandasını yapacak'' diye yanıtladı.Erdoğan, şöyle devam etti:''Türkiye'de de biz bunu çalışırken, özellikle isim vereceğim burada, Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy ve Almanya'dan Merkel bu süreci baltalayan iki lider olmuştur ve bunu acımasız yapmışlardır. Sarkozy ve Merkel gelene kadar ben Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak liderler zirvesine AB'ye katılıyordum ve onlar geldikten sonra, kalktılar bunlar 10 yeni ülke aldılar ve bu ülkelerin alınışı tamamen siyasidir. AB müktesebatına uygun oldukları için değil ama Türkiye'yi bunlar yine kapıda bekletmeye devam etmişlerdir ve Sarkozy ile Merkel geldikten sonra zirveye bizim ve Hırvatistan'ın katılmaması kararı aldılar. Oradaki müzakerelerde dahlimiz olur ya da olmaz, bu endişeyle aldılar.
Müktesebatta olmadığı halde fasılları açma ve kapama söz konusu. Kapamayı kaldırdılar, sadece açmaya müsaade ettiler. Burada da bize hendek atlatıyorlar. Bütün bunlar ortada, konuşuyorsun hiçbir cevapları yok. Bize cevap veremiyorlar, savunamıyorlar kendilerini. Ama kalkıyor, diyor ki 'boşladılar'. Neyi boşlamayacağız kardeşim ya? Şu anda bütün fasılların hepsi bizde hazır, kurumsallaşmamızı biz hep buna göre yapmışız ve şu anda AB üyesi olan ülkelerin müktesebata uygun olmayan birçok yönleri var ki bunların en önemlisi Kıbrıs'tır. Bir defa sen Kıbrıs diye Güney Kıbrıs'ı alamazsın. Çünkü ortada yeşil hat var. Kuzey Kıbrıs'ta Güney Kıbrıs'ın herhangi bir tasarrufu yok ki. Buna karşı sizin de duruşunuz önemli. Biz de bu duruşumuzu sergiliyoruz. Niye? Bu millete yakışan duruş budur da onun için. Biz ezilemeyiz. Ama şu anda AB ile ilgili bakanlığımız çok güzel çalışıyor. Bütün kurumsal yapısını kurmuş vaziyette ve bütün ülkeleri devamlı dolaşıyor ve anlatıyor. Biz de anlatıyoruz ama buna rağmen Türkiye'deki iç muhalefet kalkıp, 'AB'yi dışladık' diyor. Hiçbir şeyi dışlamadık.''''2023'e Avrupa kalır mı sizce'' sorusu yöneltilen Erdoğan, ''Kalır, kalmaz ama AB'nin hali ortada şu anda'' yanıtını verdi.''Ekonomik anlamda AB'nin Türkiye'ye katılması söz konusu olabilir mi'' yönündeki soruyu yanıtlayan Başbakan Erdoğan, ''İnşallah, rakamlar biraz daha büyüsün de...'' yanıtını verdi.Erdoğan, şunları söyledi:''Geçenlerde Rusya seyahatimde Putin'e şöyle bir latife yaptım. Dedim ki 'Zaman zaman bize takılıyorsun. AB'de ne işin var diyorsun. O zaman ben de şimdi size takılayım. Hadi gelin bizi Şangay Beşlisi'ne dahil edin, biz de AB'yi gözden çıkaralım...Mesajı ben devamlı veriyorum oraya. 'Başka arayışlara bizi götüreceksiniz' diyorum.'' DOWNER: “TEKNİK KOMİTELERDE İLERLEME KAYDEDİLDİ”

BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Alexander Downer, teknik komitelerin çalışmalarında ilerleme kaydedildiğini; Kıbrıs konusunda daha geniş düşünmek gerektiğini söyledi.
Downer, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ile görüşmesinde müzakerelerin mevcut durumuyla ilgili konuşma fırsatı bulduklarını belirterek, bu akşam (dün) teknik komite üyeleri; bugün da temsilcilerle bir araya gelerek teknik komitelerde güven artırıcı önlemler konusundaki ilerlemeleri değerlendireceklerini ifade etti.
Cumhurbaşkanlığı’nda ki görüşme 1 saat 10 dakika sürdü.
Görüşmede Cumhurbaşkanlığı Müsteşarı Hasan Güngör, Cumhurbaşkanı Temsilcisi ve Sözcüsü Osman Ertuğ ve müzakere heyeti ile BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Lisa Buttenheim da hazır bulundu.
“MEVCUT DURUMU KONUŞTUK”
Downer görüşme sonrasında basına kısa bir değerlendirmede bulundu.
Kıbrıs’ta müzakerelerin mevcut durumuyla ilgili konuşma fırsatı bulduklarını ifade eden Downer, bu akşam Kıbrıslı Türk ve Rum teknik komite üyeleriyle bir araya geleceğini kaydetti. Downer bugün da temsilciler ile görüşerek teknik komitelerde güven artırıcı önlemler hususunda elde edilen ilerlemeyi değerlendireceklerini ifade etti.
“TEKNİK KOMİTELERDE İLERLEME KAYDEDİLDİ… DAHA GENİŞ DÜŞÜNÜLMELİ”
Teknik komitelerin iyi bir çalışma içerisine girdiğini ve bir ilerleme kaydedildiğini söyleyen Downer, Kıbrıs konusuyla ilgili olarak da daha geniş düşünülmesi gerektiğini, bunu da tartıştıklarını vurguladı.
Downer, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ve Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas’a, New York’ta son zamanlarda BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon’la görüşmesi ve Buttenheim’la kendisinin BM Güvenlik Konseyi’yle yaptığı görüşmeyle ilgili olarak da bilgi verdiklerini ifade ederek bunları ele almanın faydalı olacağını kaydetti.
BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Aleksander Downer, liderlerle görüşmesinin ardından gece de teknik komite üyeleri ile bir araya geldi. Downer Lefkoşa Ara Bölgedeki, Chatau Status Restoran’da, iki toplumlu teknik komitelerin üyeleri için düzenlenen resepsiyona katıldı.Resepsiyonda Cumhurbaşkanlığı Özel Temsilcisi Osman Ertuğ ile Rum Yönetimi Başkanlık Komiseri Yorgo Yakovou da hazır bulundu.Downer bugün ise Ertuğ ve Yakovu ile bir araya gelecek. EROĞLU AVRUPA KOMİSYONU BAŞKANI’NIN ÖZEL TEMSİLCİSİNİ KABUL EDECEK

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, bugün, Avrupa Komisyonu Başkanı’nın Kıbrıs Özel Temsilcisi Pieter Van Nuffel’i kabul edecek. Cumhurbaşkanlığı’ndan verilen bilgiye göre, Cumhurbaşkanlığı’nda yer alacak görüşme saat 15.00’te başlayacak.

HSBC KKTC'Yİ İSRAİL'E SATARKEN YAKALANDI

Geçen hafta ABD Senatosu tarafından İran ve Suriye'nin silah finansmanını sağlamak, El Kaide'ye para aktarmak, uyuşturucu kaçakçılarının parasını aklamakla suçlanan HSBC Bank ile ilgili skandal Türkiye'ye uzandı.
Sabah Gazetesi'nin haberine göre, Önceki hafta ABD Senatosu tarafından İran, Suriye ve Güney Kore gibi ülkelerin parasını gizlice aklamak, El Kaide terör örgütüne para aktarmak, silah ve uyuşturucu kaçakçılarının para transferlerini yapmakla suçlanan dünya finans devi HSBC ile ilgili skandal Türkiye'ye uzandı. HSBC'nin, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde (KKTC) yabancılara yapılan gayrimenkul satışının finansmanını üstlendiği ortaya çıktı. HSBC'ye, bu finansman işlemleri nedeniyle dün Washington'da dava açıldı. Dava gerekçesinde 'Birleşmiş Milletler tarafından tanınmayan bir ülkede, uluslararası yatırımcılara gayrimenkul satışı finansmanı yapmak' ifadesine yer verildi. Dava için ABD'de yaşayan Rumlar başvuru yaparken, ortaya çıkacak sonuç Kıbrıs Türkleri ve Türkiye'nin çıkarları açısından da büyük önem taşıyor.PARAVAN ŞİRKET
Turkuvaz Yayın Grubu gazetelerinden Takvim, geçtiğimiz ay, İsrail vatandaşlarının Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde arazi ve villa alabilmesi için KKTC'deki kişilerle gizlice paravan şirketler kurduğunu ortaya çıkarmıştı. Takvim gazetesinin haberinde, İsrailli işadamlarının KKTC'deki bazı avukatlar üzerinden paravan şirketler kurup, arazi toplamaya başladıkları ve özellikle Karpaz'da birçok yere villalar inşa edildiği belirtilmişti. Gazete, KKTC eski Barolar Birliği Başkanı olan avukat Barış Mamalı'nın, adadaki bazı meslektaşlarının İsrailli işadamlarıyla olan işbirliklerini deşifre ettiği bilgilerini duyurdu. Mamalı, iddiaların gündeme geldiği dönemde "İsrail, Yahudi işadamları ve KKTC'li avukatlarla kurduğu işbirliği sayesinde KKTC'de toprak alıyor. 6 meslektaşım bu işin içinde. Hatta bir avukatın 30 şirketi var. Bu avukatın üzerinden çok sayıda arazi satışı gerçekleşmiş" dedi.İllegal ticari işletme
HSBC hakkında 'illegal ticari işletme' olduğu suçlaması yapılırken, sadece Türkiye'nin tanıdığı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ndeki işlemlerin yasal olmadığının altı çiziliyor. HSBC'ye yöneltilen suçlamalar arasında 'tanınmamış bir ülkeye gayrimenkul satışı için illegal ve hatalı para transferi yapmak' da bulunuyor. Davacılara göre toplam ortalama miktar 50 milyon doları buluyor.ABD'de dava açıldı
HSBC'ye, finansman işlemleri sırasında, "Sadece Türkiye'nin tanıdığı bir ülkede, gayrimenkul satışına finansman sağladığı" gerekçesiyle Washington'da dava açıldı.(Sabah) RUMLAR ARTIK NE YAPACAĞINI ŞAŞIRDI! (Kıbrıs Postası)Kıbrıs Rum tarafı, KKTC Bavyera Fahri Kültür Doç. Turgay Hilmi’nin girişimleri ile Temmuz başında Nürnberg Kızılhaç’ı tarafından ülkemize hediye edilen ambulans konusunda propaganda yaparak böylesine insan sağlığı ile ilgili bir konuda siyaseti elden bırakmıyor.Temmuz ayının ilk haftasında Sağlık Bakanlığı’a hediye edilen ambulansın teslim töreninde Turgay Hilmi’nin misafirleri olarak Nürnberg Kızılhaç Başkanı Jürgen Helmbrecht ve Nürnberg Şehri Dış İlişkiler Dairesi Başkanı Dr. Norbert Schürgers de hazır bulunmuştu.Bunun üzerine Rum Yönetimi’nin Berlin Büyükelçiliği’nden Dr. Schürgers’e mektup gönderilerek, Dr. Schürgers’in adayı ziyaret etmesinin ve bir ambulansın sözde “Sağlık Bakanlığı”na hediye verilmesinin, Güvenlik Konseyi kararlarının ihlal edilmesi yanı sıra Kıbrıs’ın ve halkının tekrar birleştirme çabalarının da zorlaştırma anlamına gelmekte olduğu iddia edildi. Konu ile ilgili Kıbrıs Postası’na bilgi veren KKTC Bavyera Fahri Kültür Ateşesi Doç. Turgay Hilmi, Rumların herzaman ayni tutum içerisinde olduklarını ve ülkemize yapılan kültürel ve insani yardımları her yolu deneyip engellemeye çalıştıklarını söyledi.Rumların artık kime mektup yazacaklarını bilemediklerini belirten Hilmi, Nürnberg Şehri Dış İlişkiler Dairesi Başkanı Dr. Schürgers’e yazılan mektubun bir insanlık ayıbı olduğunu ve Kıbrıs’ta bir çözüme varabilmesi için yapılan görüşmelere büyük bir darbe vurduğunu sözlerine ekledi.Yollanan mektubun Türkçesi ise şöyle:“KIBRIS CUMHURİYETİ BÜYÜKELÇİLİĞİSayın Dr. Schürgers, Nürnberg Belediyesi Uluslar arası İlişkiler Dairesinin, Bavyera Kızıl Haçı ile birlikte sözde “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı”na bir ambulans hediye ettiğinin büyükelçiliğimizce öğrenilmesi üzerine size bu yazıyı yazıyorum. Sizin de belki bildiğiniz gibi, Kıbrıs 1974 yılından bu yana hukuka aykırı olarak bölünmüştür. Türkiye o zamanlar ülkenin % 37’sini almış ve oradaki yasal nüfusu zorla yerlerinden etmiştir. İşgal bugüne kadar hala devam etmektedir. “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti” Türkiye tarafından 1983 yılında kurulmuş, illegal ve ayırımcı bir oluşumdur. Bu olayı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kınamış olup, 541 (1983) ve 550 (1984) sayılı kararları ile uluslararası topluluktan; Kıbrıs Cumhuriyeti dışında Kıbrıs’ta başka hiçbir devleti tanımamalarını ve illegal rejime hiçbir destek veya kolaylık sağlamamalarını istemiştir. Bir ambulansın sözde “Sağlık Bakanlığı”na hediye verilmesi, Güvenlik Konseyinin yukarıda belirtilen kararlarının ihlal edilmesinin yanı sıra ülkemizi ve halkını tekrar birleştirme çabalarımızı da zorlaştırma anlamına gelmektedir. Bunun dışında, sözde “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti” siyasi değer kazanma gayretlerinde cesaretlendirilmektedir. Ayrıca, Kıbrıs’ın işgal edilmiş bölgesindeki ziyaretiniz, Türk ve Kıbrıs- Türk basınında siyasi tanıma eylemi olarak gösterilmektedir. Anlayışınızı ve desteğinizi ümit ediyor ve konuyla ilgili sorularınız için hazır olduğumu belirtiyorum. Dostça smallerEleni PapanicolaouKonsolos (Bayan)” PGM 2. YARDIMCISI ERDAL EMANET EMEKLİLİĞİNİ VERDİ Polis Genel Müdürü 2. yardımcısı Erdal Emanet emekliliğini verdi.Ahmet Zaim'in Polis Genel Müdürlüğü'ne getirilmesinin ardından Polis Genel Müdürlüğü 2. yardımcısı Erdal Emanet emekliliğini verdi.PGM'de genel müdürlüğüne Ahmet Zaim'in atanmasına tepki gösteren Emanet'in dün öğle saatlerinde istifa dilekçesini Polis Genel Müdürü Zaim'e sunduğu kaydedildi.Şu anda izinde olan Polis Genel Müdürü 1. yardımcısı Pervin Gürler'in konu ile ilgili ne yapacağı merak konusu...(Kıbrıs Postası) KTTO 2013-2015 EKONOMİK PROGRAMI’NA İLİŞKİN GÖRÜŞ VE ÖNERİLERİNİ AÇIKLADI Kıbrıs Türk Ticaret Odası (KTTO), Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile Türkiye Cumhuriyeti arasında imzalanması beklenen 2013-2015 Ekonomik Programı’na ilişkin görüş ve önerilerini açıkladı.Öneriler, KKTO’da dün saat 10.00 düzenlenen “2013-2015 Ekonomik Programında Yer alması Gereken Esaslar: Yaklaşım ve Politika Önerileri” konulu basın toplantısında kamuoyuyla paylaşıldı.Günay Çerkez’in açılış konuşmasıyla başlayan basın toplantısında sırasıyla; KTTO Başkan Vekili Seda Yavaş, KTTO Meclis Üyesi Vargın Varer ile Genel Sekreter Yardımcısı Aysun Önet İleri hazırlanan öneriler hakkında sunum yaptı.KTTO Başkanı Günay Çerkez yaptığı açılış konuşmasında, 2013-2015 Ekonomik Programı’nda iş insanları için neler olması gerektiği konusunda bir rapor hazırladıklarını belirterek, KTTO’nun yıllardır günlük ticari sıkıntılar yanında, makro bazda ülkenin ekonomisiyle ilgili ciddi çalışmalar yaptığını anımsattı.Çerkez, sosyal sorumluluğun bir parçası olarak 2013-2015 ekonomik raporunu kendi açılarından nasıl olacağıyla ilgili bir çalışma yaptıklarını ifade etti.Geçmiş yıllarda bu raporların iki ülkenin bürokratları tarafından hazırlandığını, ancak uygulama ve içerikte sıkıntılar yaşandığını anımsatan Çerkez, bu yıl iki tarafın da bunu Kıbrıs tarafının hazırlaması yönünde telkinleri olduğunu, kendilerinin de buna dayanarak bu raporu hazırladıklarını anlattı.Raporun dikkate alınması temennisinde bulunan Çerkez, ekonomide ciddi sıkıntılar yaşandığını, en büyük sıkıntın ise ekonominin bir elden, bütünlüklü olarak yönetilmemesi olduğunu kaydetti.Ülkede her bakanlığın kendi bütçesi olduğunu, bazen bu bütçenin dışında harcamalar yapıldığına işaret eden Çerkez, dolayısıyla ekonominin makro bazda bütünlüklü olarak sıkıntılarına bir program dahilinde uyulmadığını söyledi.Ekonomiyi içinde bulunduğu ciddi dar boğazdan çıkarmak için çok acil önlemlere ihtiyaç olduğuna dikkat çeken Çerkez, hükümetin sürdürülebilir bir ekonomiye kavuşması için ciddi, cesur kararlar alarak, ileriye daha emin yürünmesi gerektiğini kaydetti.İLERİRaporun ikici bölümü hakkında bilgi veren Genel Sekreter Yardımcısı Aysun Önet İleri de, ana vizyona ulaşmak için yapılması gerekenler hakkında bilgi verdi.KKTC’de makroekonomik istikrarı sağlayacak politikaların oluşturulması ve piyasada (ürün, emek, finans) esnekliği sağlayacak mikroekonomi politikalarına yoğunlaşılması gerektiğine dikkat çeken İleri, bunun yanında iyi ekonomik yönetişim, sosyal düzen, adalet sistemi, çevre olguları ve yönetiminin de ekonominin güçlü kılınması için üzerinde durulması gereken olgular olduğunu kaydetti.İleri, Ekonomi Yönetimi; Ekonomik Yönetişim; Kurum ve Kurullarının Oluşturulması ve Güçlendirilmesi; Denetleme ve Düzenleme Kurullarının Etkinlik ve İşlevselliklerinin Güçlendirilmesi; Kamu Maliyesi: Rasyonel Politikalarda Mali Disiplini Sağlama; Bütçe Performansı: Harcamalar, Rasyonel Vergi Politikaları; Bütçe Finansmanı: Kredi ve Yardımlar; TC Finansman ve Kaynak Kullanımı; Kayıt Dışı Ekonomi; Kamu İhalelerinin Yürütülmesi; Finans, Bankacılık Sektörü, sigortacılık; Emek Piyasası ve Emeğin Nitelikli ve Verimli Kılınması; İşgücü Piyasasında Esnekliğin Sağlanması; KKTC Ekonomisinin Rekabet Edilebilirliğinin Arttırılması; İş Yapabilirliğin İyileştirilmesi; İşletmelerde Gelişmişliği Sağlamak; Piyasa Derinliğini Artırma; Dış Talep Odaklı Büyüme ve Ölçek Artırma Ürü Geliştirme ve Çeşitlendirme; İç Piyasadaki Ölçeği Sızıntıları Azaltma Yoluyla Arttırma; Pahalılık; Sektör Spesifik Politikalar: Konut Sektörünün Canlandırılması ve Geliştirilmesine Yönelik Politikalar konusunda yapılması gerekenleri anlattı. YORGANCIOĞLU: “RAPOR KUZEY KIBRIS EKONOMİSİNDE BİR ÇOK SEKTÖRDE DARALMA OLDUĞUNU GÖSTERDİ”

Cumhuriyetçi Türk Partisi Birleşik Güçler (CTP-BG) Genel Başkanı Özkan Yorgancıoğlu, Türkiye Başbakanlık Kıbrıs İşleri Başmüşavirliği tarafından hazırlanan “izleme raporuna” göre “Kuzey Kıbrıs ekonomisinde birçok sektörün daraldığının ve bu daralmanın önümüzdeki günlerde devam edeceğinin görüldüğünü” ileri sürdü.
Yorgancıoğlu, dün yaptığı yazılı açıklamada, raporun incelenmesiyle, geliştiği iddia edilen sektörlerin de ekonomide beklenen katma değeri ve çarpan etkisini yaratmadığının görüldüğüne işaret ederek, “Ayrıca Türkiye Cumhuriyeti’nin KKTC bütçesi için ayırdığı 400 milyonluk katkının 370 milyonluk kısmının ilk beş ayda 295 milyon TL’sinin UBP Hükümeti tarafından tüketilmesi de önümüzdeki aylarda sıkıntılar yaşanacağı konusunda söylediklerimizi haklı çıkarmamaktadır” dedi.
“HALKIN DEĞERLENDİRMELERİYLE ÖRTÜŞMÜYOR”
Yorgancıoğlu, raporda “olumlu” ve “olumsuz” olarak nitelenen unsurların birçoğunun halkın değerlendirmeleriyle örtüşmemesinin raporun başta gelen çarpıcı özelliği olduğunu belirtti.
Özkan Yorgancıoğlu, bu durumun, “UBP Hükümeti ile TC Hükümeti arasında oluşmuş ve her gün halk arasında daha büyük tepkilere neden olan UBP Hükümeti’nin teslimiyetçi yaklaşımı kabul etmesinin somut bir göstergesi olduğunu” savundu.
Yorgancıoğlu, CTP-BG’nin halkın Meclis’teki tüm muhalif partilerin ve neredeyse sivil toplum örgütlerinin yanlış, hatalı ve kabul edilemez bulduğu; mevcut şekliyle “özerkleştirme" yerine toplumsal varlıkların peşkeşini öngören "Özelleştirme Yasa Tasarısı’nın" “izleme raporunda” "olumlu" olarak nitelemesini halka rağmen politika olarak gördüğü ve kabul etmediğini açıkladı.
Diğer taraftan "olumlu" diye nitelenen gelişmelerin neredeyse tamamının üreten ve tüketen tüm kesimlere ek mali külfet getiren unsurlardan oluşması, ekonomiyi büyütecek ve vatandaşlara ek istihdam olanakları açacak tek bir unsuru dahi içermemesinin anlamlı olduğuna işaret eden Yorgancıoğlu şöyle dedi:
“Raporun ‘olumsuz’ olarak gördüğü konular arasında Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu (KIB-TEK)’in henüz parçalara ayrılmamış olmasının gösterilmesi halkımızın konuyla ilgili gösterdiği haklı tepkinin raporun sahipleri için hiç bir önem taşımadığının; UBP'nin de bu zihniyete uygun hareket etmenin ötesinde bir iradeye sahip olmadığının ifşasıdır. CTP-BG bu zihniyetin karşısındadır ve buna karşı verdiği mücadeleyi her hal ve şartta devam ettirmekte kararlıdır.”
CTP-BG Genel Başkanı Özkan Yorgancıoğlu, “izleme raporunda” BRT'nin mali dengelerinin düzelmemesi olumsuz olarak nitelenirken bu kurumun özel sektöre yarattığı haksız rekabetten söz edilmemesinin ekonomiyi ele alışta kullanılan dar bakışın da bir başka göstergesi olduğunu savundu.
“BU ZİHNİYETİ REDDEDİYORUZ”
Yorgancıoğlu, “izleme raporunun” hiçbir noktasında reel sektörün, özel yatırımcının içinde bulunduğu sıkıntılara değinilmediğini, KKTC’nin gelirlerinin artırılması için atılması gereken adımların görmezden gelindiğini ifade ederek, “Halkımızın gelir seviyesinin aşağıya çekilip küçük bir zengin sınıfın daha da zenginleştirilmesi üzerine kurgulanmış bir ekonomi anlayışı ile karşı karşıya olduğumuz bu rapor ile bir kez daha net bir şekilde ortaya çıkmıştır. CTP-BG, ekonomimizi böyle bir anlayışla planlama zihniyetini reddetmektedir” ifadelerini kullandı.
Özkan Yorgancıoğlu, bu zihniyetin kısa vadede devlet bütçesini dengeye getirir gibi görünse de orta ve uzun vadede ekonomi daralmaya devam edeceği gibi bütçe açıklarının büyümesine de neden olacağını söyleyerek şunları kaydetti:
“Uzun süreden beridir yaptığımız ve ekonomimizin genelde iddia edildiği gibi gelişmediği, aksine daraldığı yönündeki ikazımızın ne denli isabetli olduğu geçtiğimiz günlerde Merkez Bankası’nın yayınladığı raporda olduğu gibi bahse konu İzleme Raporu’nda da açıkça görülmektedir. Özellikle 2012 yılı için TC’nin KKTC bütçesine açıkların finanse edilmesi için ayırdığı kaynağın büyük çoğunluğunun ilk üç ayda UBP Hükümeti tarafından tüketilmiş olmasından da bu gerçek kendini bütün açıklığı ile ortaya çıkarmaktadır.”
Hiç kimsenin gerçek verileri yok sayarak UBP iktidarını başarılı göstermeye hakkı yoktur. Şimdiye kadar hiçbir ekonomi yanlış veriler üzerine kurulan ekonomi politikaları ile düzlüğe çıkarılamamıştır” diyen Yorgancıoğlu, halkın siyasi iradesinin UBP Hükümeti tarafından ayaklar altına alındığını iddia etti.

“MAAŞLARDA YÜZDE 15, EMEKLİLİK MAAŞLARINDA YÜZDE 10 KESİNTİ, 13. MAAŞLARI DA KALDIRIN”

Rum Yönetimi’nin AB Destek Mekanizması’na mali yardım için yaptığı başvurunun ardından, Rum ekonomisini mercek altına alan Troyka temsilcileri, gerekli çalışmaları tamamlayarak dün, mali yardım karşılığında, Rum Yönetimi’nden almasını istediği tedbirleri sundu.
Rum gazeteleri, Troyka temsilcilerinin dünkü temaslarını manşetlerinden, detaylı bir şekilde aktarırken, Rum Yönetimi’nden başlıca tedbir olarak maaşlarda yüzde 15, emeklilik maaşlarında da yüzde 10 kesinti yapılmasını, bununla birlikte 13. maaşın da kaldırılmasını istediğini yazdılar.
Fileleftheros gazetesi “Troyka’dan Korku Senaryoları” başlığıyla, edindiği bilgilere dayanarak aktardığı haberinde, Troyka temsilcilerinin dünkü temasları çerçevesinde, Rum ekonomisinin olumsuz ve yavaş seyrettiği değerlendirmesinde bulunduklarını, bunun yanı sıra bankaların devlet tarafından desteklenmesinin bütçenin yükünü önemli derecede ağırlaştırdığını ve ekonomik darboğazdan çıkılabilmesi için, giderlerin azaltılmasının şart olduğunu belirttiklerini yazdı.
Gazete, Troyka temsilcilerinin dünkü temaslarına Rum Maliye Bakanı Vasos Şarlis ve Rum Merkez Bankası Müdürü Panikos Dimitriadis ile başladıklarını ve ardından, Rum Ticaret Bakanı Neoklis Silikiotis, Çalışma Bakanı Sotirula Haralambus, Hükümet Sözcüsü Stefanos Stefanu ve Başkanlık Müsteşarı Titos Hristofidis’in katıldığı siyasi komite ile görüştüğünü kaydetti.
Habere göre Troyka ile siyasi komite görüşmesinde, AB Komisyonu’nun Rum Yönetimi’ne yaptığı 7 mali tavsiye ele alınırken, görüşmede Rum Yönetimi’nin aldığı mali tedbirlerin yetersiz olduğu vurgulandı.
Gazete, iç sayfalardan aktarmaya devam ettiği haberinde, Troyka’nın Rum Yönetimi’nden 2012-2014 yılları için 1 milyar Euro’luk tasarruf yapmasını talep ettiğini, bunun yanı sıra eşel mobilin de yeniden gözden geçirilmesini ve emeklilik yaşının yükseltilmesini istediğini yazdı.
Habere göre Troyka teknokratları, Rum ekonomisinde 2012 yılı için yüzde 3 daralma öngörüyor. Ekonominin yanı sıra, bankaların sermaye gereksinimleriyle ilgili Rum Merkez Bankası’nın yaptığı hesaplamalarla, Troyka’nın hesaplamaları arasında da milyarlarca Euro’luk fark bulunuyor.
Gazete, Troyka içerisinde de Rum bankalarının sermaye gereksinimlerine ilişkin fikir ayrılıkları bulunduğunu, Uluslararası Para Fonu (IMF) temsilcisi 11 milyar Euro gerektiği değerlendirmesinde bulunurken, Avrupa Yatırım Bankası’nın 9 milyar Euro gerektiği değerlendirmesini yaptığını yazdı.
Haberde, Troyka’nın nihai “bilançoyu” önümüzdeki 24 saat içerisinde açıklamasının beklendiği belirtildi.
Gazete, Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas’ın, Troyka’nın niyetlerinin öğrenilmesinin ardından bilgilendirildiğini yazdı.
ERKEN EMEKLİLİK FURYASI
Gazete, bir başka haberinde ise, emeklilik ikramiyelerinin vergilendirileceği korkusu yüzünden, emeklilik yaşı yaklaşan devlet memurları arasında “erken” emeklilik furyası başladığını yazdı.
Haberde, 2011 yılında 240 kişinin “erken” emeklilik başvurusunda bulunduğu, bu yılın ilk 6 ayı içerisinde ise 250 kişinin başvuru yaptığı belirtildi.

KUTALMIŞ; “VATANDAŞA KÜLLİYE DEĞİL, İŞ-AŞ LAZIM”

Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Ekonomi Komitesi Başkanı Özgün Kutalmış, 20 Temmuz’da temeli atılan Külliye’ye milyarlarca lira harcanacağını belirterek, ülkenin Külliye’ye değil, iş ve aş sağlayacak yatırımlara ihtiyacı olduğunu belirtti.
TDP Basın Bürosu aracılığıyla yazılı açıklama yapan Kutalmış, “ülkenin içinde bulunduğu ekonomik durumun her geçen gün kötüleştiği, halkın artık birikimlerini kullanmaya başladığı, işsizliğin giderek arttığı, işyerlerinin kapandığı ve insanların sokağa atıldığı bir dönemden” geçildiği görüşünü ortaya koyarak, bu dönemde önceliğin insanlara iş- aş yaratacak plan ve projelerin üretilmesi olması gerekliliği üzerinde durdu.
Kutalmış, 2007’de CTP/BG-ÖRP koalisyon döneminde başlayan ülkedeki ekonomik krizin, dünyada 2008 yılında meydana gelen finansal krizle birleşerek büyüdüğünü, gereken önlemlerin alınmaması nedeniyle de halan sürdüğünü iddia ederek, “Halkın ekonomik krizle boğuştuğu bir dönemde, maneviyata değil, maddiyata, yani işe ve aşa ihtiyaç var” dedi.
Üretici kesimlerin desteklenip, üretim ve istihdam yaratacak yatırımlar yerine, külliye gibi ölü yatırımlara kıt kaynakların harcanmasını “iş bilmezlik” olarak nitelendiren Kutalmış, yapılması gerekenin ekonomik örgütler yanında, sivil toplum örgütleri ve siyasal partilerle bir araya gelerek, katma değer ve iş imkânı yaratan yatırımların planlanması olduğunu belirtti.

“TÜRKİYE İLE İLİŞKİLERDE HER ZAMAN DÜZEY KORUNDU”

Cumhuriyetçi Türk Partisi-Birleşik Güçler (CTP-BG) Genel Sekreteri Asım Akansoy, Türkiye ile ilişkilerde her zaman düzeyi koruyan CTP-BG’nin ülkedeki tek alternatif olduğunu belirtti.
Akansoy, CTP-BG İskele Ocak Örgütü'nün düzenlediği "Son Siyasal Gelişmeler" adlı kitle toplantısında yaptığı konuşmada, ülkede çok ciddi bir siyasi kriz yaşandığını ve ülke şartlarının düne göre daha da zorlaştığını söyledi.
CTP-BG’den yapılan açıklamaya göre, Akansoy, Kıbrıs Türk halkının dünden bugüne çok yönlü bir kuşatma altında olduğunu savunarak, CTP-BG'nin her zaman demokratik ve sivil bir yönetim için mücadele ettiğini belirtti.
“TÜRKİYE İLE İLİŞKİLERDE HER ZAMAN DÜZEY KORUNDU”
Akansoy, CTP-BG'nin bugün ülkede uygulanan ekonomik programa karşı olduğuna işaret ederek, söz konusu paketin halkı fakirleştirdiğini, orta kesimi yok ettiğini, yaşanan sorunlara çare üretmediğini ve sadece yüzde 7’lik bir kesimi zenginleştirdiğini savundu.
Asım Akansoy, tek alternatifin CTP-BG olduğunu öne sürerek, şöyle devam etti:
“CTP-BG olarak Türkiye ile ilişkilerde her zaman düzey korundu. Türkiye Cumhuriyeti yetkilileri ile yapılan tüm görüşmelerde yapılan yanlışlarla ilgili olarak eleştiriler sakınmadan, açık ve net bir şekilde dile getirildi”

KTÖS’TEN OKULLARDA İFTAR SOFRASI KURULMASINA TEPKİ

KTÖS Genel Başkanı Güven Varoğlu, Lefkoşa’da Şht. Ertuğrul İlkokulu’nda “iftar sofraları” düzenlendiğini ve insanların karınlarını doyurmak bahanesiyle dinin siyasete alet edildiğini savunarak, bunu “kabul edilemez” olarak değerlendirdi.
Varoğlu yaptığı yazılı açıklamada, “Kıbrıslı Türklerin hoşgörü ve uzlaşı kültürüne dayalı laik düşünce yapısı TC Başbakanı Sayın Erdoğan’ın ‘dindar bir nesil yetiştirmek istiyoruz’ vizyonuna uygun olarak ortadan kaldırmak istenmektedir” dedi.
“Ülkemizin kuzeyinde din tüccarları cirit atmaktadır. Bu amaçla Kuran Kursları düzenlenmekte, İlahiyat Koleji, külliye yapımı gibi oldu bittilerle Kıbrıslı Türklerin inanç ve değer yargıları bir ‘toplum mühendisliği inceliğinde’ yeniden dizayn edilmektedir” ifadesini kullanan Varoğlu, okulların Kuran kurslarının ve iftar sofralarının yeni mekanları durumuna getirildiğini savundu.
Varoğlu, “Aylarca işsiz ve aşsız kalan KTHY çalışanları ile maaş alamadığı için evine ekmek götüremeyen LTB çalışanlarına hiçbir şekilde yardımcı olmayan Kızılay, ekmeği dahi sağlamayan ‘Kızılay Kurumu’ ne hikmetse bir ay boyunca iftar sofraları kurup yemek dağıtmayı üstüne vazife bilmektedir. Ayrıca bu değirmenin suyunun da nereden geldiği topluma açıklanmalıdır” dedi.
Güven Varoğlu, okullarda bu tür faaliyetlere izin verdiği gerekçesiyle Eğitim Bakanı ve hükümeti protesto ederek, buna sessiz kalmayacaklarını kaydetti.

EL-SEN BAŞKANI CESURER: “BAKAN ATUN KIB-TEK’İN TAHSİLÂTINA MÜDAHALEDE BULUNDU”

Elektrik Kurumu Çalışanları Sendikası (El-Sen) Başkanı Çağlayan Cesurer, Ekonomi ve Enerji Bakanı Sunat Atun’un KIB-TEK’in tahsilâtına müdahalede bulunduğunu ileri sürerek, borcu olan abonelerin elektriğinin kesilmesi yönündeki KIB-TEK Yönetim Kurulu kararına rağmen kesilme işlemlerinin 31 Temmuz’a kadar durduğunu iddia etti.
EL-Sen Başkanı Çağlayan Cesurer basına yaptığı yazılı açıklamada, Ekonomi ve Enerji Bakanı Sunat Atun’un bugün bir kez daha KIB-TEK’in tahsilâtına müdahalede bulunduğunu savunarak, KIB-TEK Yönetim Kurulu kararı doğrultusunda ödemlerini düzenli yapmayan abonelerin elektriklerinin kesileceği kararına bugün müdahale ederek, kesilme işleminin 31 Temmuz’a kadar durdurulmasını sağladığını ileri sürdü.
“Buradan tahsilâtta sorun olduğunu söyleyenler dönüp baktıklarında sorunun kendileri olduğunu göreceklerdir. Ekonomi ve enerjiden sorumlu bakan olarak KIB-TEK’in aylık ödediği 7 milyon 500 bin TL borç, ana para ve faizinin de ödenmemesi için müdahale edecek ve böylece halkımızın gereksiz bir şekilde 12 kuruş daha pahalı elektrik kullanımının önüne geçecek midir?” diye soran Cesurer, KIB-TEK’i, KTHY örneğinde olduğu gibi; “kurumu önce batırıp ödeme zorluğu içerisine sokma sonra da yok etme” gayretlerini boşa çıkaracaklarını kaydetti.
Açıklamasında Hükümeti uyaran Çağlayan Cesurer; KIB-TEK’in çıkmaza girmesi ve tahsilâtı engellenmeye devam edildiği takdirde süresiz grev dâhil yasal her türlü eylemi başlatacaklarını belirterek, doğacak sıkıntıların sorumlusunun sorumluluklarını yerine getirmeyenlerin olacağını bildirdi.

EL-SEN: “BAKAN ATUN TALİMAT VERMEDİĞİNİ AÇIKLADI... GEREĞİNİ YAPMALI”

Elektrik Kurumu Çalışanları Sendikası (El-Sen), KIB-TEK'e borcu olanların elektriklerinin kesilmesini durdurmakla suçladığı Ekonomi ve Enerji Bakanı Sunat Atun’un kendilerine “bu yönde herhangi bir talimat vermediğini açıkladığını” belirterek Bakan Atun’un kesme işlemlerini durduran veya engelleyen kimse bulup hakkında yasal işlem yapılmasını sağlamasını istedi.
El-Sen Başkanı Çağlayan Cesurer, dün ikinci bir açıklama yaparak, Bakan Atun’un kendilerine yanıt verdiğini bildirdi. Cesurer, yetkili bakan olarak Sunat Atun’un “ben kesmeyin demedim” yanıtının yeterli olmadığı, borçluların elektriklerinin kesilmesinin ayrım gözetmeksizin devam etmesi için yetkili makam olarak KIB-TEK yönetimini uyarması gerektiği görüşünü ifade etti. Çağlayan Cesurer, yaşananların, KIB-TEK’in özerk yapıya kavuşturulmasındaki ısrarlarındaki haklılığı ortaya koyduğunu da belirtti.

TAŞPINAR ŞEHİTLERİ ANILDI

Taşpınar’da 25 Temmuz 1974’te şehit düşenler, dün düzenlenen törenle anıldı.
Taşpınar Şehitliği’nde saat 09.00’da başlayan törene Başbakan İrsen Küçük, Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanı Kemal Dürüst, 49. Alay Komutanı Albay İlker Akbulut, İkinci Bölge Koordinasyon Komutanı Vekili Kemal Uğur, Güzelyurt Kaymakamı Menteş Gündüz, Lefke Belediye Başkanı Mehmet Zafer, bazı milletvekilleri, kurum, kuruluş ve dernek temsilcileri, şehit yakınları ile köylüler katıldı.
Başbakan İrsen Küçük, Kıbrıs Türkü’nün direnişinde Taşpınar’ın ayrı bir yeri olduğunu söyledi.
Her şeyin bir usulü adabı olduğu gibi savaşın da olduğunu vurgulayan Küçük, “Savunmasız, evinde oturan kadınların şehit edilmesinin izahı mümkün değildir” dedi. Ülkenin her yöresinde şehitler olduğunu ve vatanın şehitlerin kanıyla yoğrulmuş bir sınırı bulunduğunu söyleyen Küçük, ülkenin bugünkü sınırlarına ulaşması amacıyla yaşanan zorlukları anlatarak şehitleri rahmetle andı.
Şehitlerini anmayan veya unutan, gazilerini ödüllendirmeyen ülkelerin geleceği olmayacağını kaydeden Küçük, bugünlere gelinmesinde en büyük katkıyı şehitler ve gazilerin yaptığını unutmamak gerektiğini söyledi.
Küçük, Kıbrıs’ta hiçbir ülkede görülmemiş şekillerde ve canice yapılmış saldırılarla şehitler verildiğini anımsatarak, Türkiye’nin 1960 anlaşmasından doğan haklarını kullanarak gerçekleştirdiği 1974 Barış Harekatı’nın, Kıbrıslı Türklerin yanında Rumlara ve Yunanlara da demokrasiyi ve barışı getirdiğini ifade etti.
Kıbrıs Türkü’nün top yekûn yok edilmesini öngören Akritas Planı’nı ve neden olduğu yıkımlara asla unutmayacaklarını dile getiren Küçük, gelecek nesillerin de yaşananları unutmaması ve yaşanan gerçekleri de göz ardı etmemsi gerektiğini belirtti.

YUNANİSTAN KARA KUVVETLERİ KOMUTANI ZİAZİAS İSTİFA ETTİ

Yunanistan Kara Kuvvetleri Komutanı Konstantinos Ziazias istifa etti.
Kara Kuvvetlerinden yapılan açıklamada, Ziazias'ın kendisinin ve ordunun ahlak ve itibarını korumak için istifasını sunduğu bildirildi.
Savunma Bakanlığından istifa ile ilgili herhangi bir açıklama yapılmazken, Yunan Mega televizyonunun haberine göre Ziazias'ın, silahlı kuvvetlere yeni atanacak üst düzey görevliler hakkında Savunma Bakanlığı'nın sunduğu önerilere karşı çıktığından istifa ettiği bildirildi.
İstifanın dün Başbakan Antonis Samaras başkanlığında toplanan Yunanistan Dış İlişkiler ve Savunma Konseyi toplantısı öncesi olması dikkati çekti.
Konseyin aldığı karara göre istifa eden Ziazias'ın yerine Birinci Ordu Komutanı ve Ordu Müfettişi olarak görev yapan Konsantinos Ginis'in getirildiği duyuruldu.
Ziazias 9 ay önce PASOK'un hükümetten çekilmesinden hemen önce göreve atanmıştı. Yunanistan'da hükümet değişikliklerinin ardından yeni üst düzey ordu yetkilerinin ataması yapılıyor.

ANTİGONİ PAPADOPULU ETUCE TOPLANTISI HAKKINDA KONUŞTU

DİKO Avrupa Parlamentosu üyesi Antigoni Papadopulu, Avrupa Komisyonu’nun, Avrupa’daki örgütlerin toplantılarının KKTC’de yapılmasına ilişkin olarak henüz bir tutum ortaya koymamasının üzücü olduğunu belirtti.
Politis gazetesi Antigoni Papadopulu’nun, Avrupa Komisyonu’na, Avrupa Öğretmen Sendikaları Konfederasyonu (ETUCE) tarafından Eylül ayında KKTC’de Gazi Mağusa’da toplantı gerçekleştirilmesine ilişkin bir soru yönelttiğini ancak bugüne kadar yanıt alamadığını yazdı.
Habere göre Papadopulu, Güney Kıbrıs’ın AB Dönem Başkanlığı sırasında yapılacak olan bu toplantının Ankara’nın, Güney Kıbrıs aleyhine uyguladığı “kışkırtma politikalarına” dayandığını ileri sürdü.
Papadopulu, ayrıca bunun “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin, sahte devletle eşitlenmesi” çabası olduğunu da savundu.
Avrupa Komisyonu ile ilgili birimlerin, bu sözde “kışkırtıcı” faaliyeti durdurma konusunda gerekeni yapmasına ilişkin temennisini de dile getiren Papadopulu, ETUCE’nin, AB tarafından finanse edilen bir örgüt olduğunu ve ETUCE’nin bu parayı, “Kıbrıslı Rumlara ait olan Salamis Otelde organize edilmesi için yasa dışı değerlendirdiğini” söyledi.

RUM GENETİK ENSTİTÜSÜ KAYIP YAKINLARININ VERİLERİNİ TESLİM EDİYOR

Rum Genetik Enstitüsü’nün Kıbrıs’taki kayıpların Bosna Hersek’teki laboratuarda kimlik tespiti yapılabilmesi için, kayıp yakınlarına ait verileri, Kayıplar Komitesi’nin Türk üyesi Gülden Plümer Küçük’e ve Rum hükümetine dün gönderme kararı aldığı bildirildi.
Fileleftheros ve diğer gazeteler, Rum hükümetinin talebi üzerine daha önce istifa eden Enstitü’nün yönetim kurulu üyelerinin yeniden belirlenmesi için dün seçim yapıldığı, seçim sonrasında belirlenen yeni yönetim kurulunun, kayıp kişilerin yakınlarına ait veri bankasının Rum hükümetine ve Otonom Kayıp Şahıslar Komitesi’ne teslim edilmesi kararı aldığını yazdılar.
Habere göre, enstitünün yeni başkanı olarak Hristos İliadis seçilirken, yeni oluşturulan yönetim kurulu da kayıp yakınlarına ait verilerin dün Rum hükümetine teslim edilmesi kararı aldı.
Kıbrıslı Türk kayıpların yakınlarının son günlerde Enstitü’ye mektuplar göndererek yakınlarının verilerinin teslim edilmesini istediklerini vurgulayan gazete, bu çerçevede Kıbrıslı Türk kayıpların verilerinin Kıbrıslı Türklere, Kıbrıslı Rumlar ve Yunanlı kayıpların verilerinin de Rum hükümetine verileceğini yazdı.
Gazete, mahkemeye intikal eden dosyaların ise bunun dışında tutulacağını vurguladı.
Alithia gazetesi ise, AB’nin kayıpların kimlik tespitlerinin yapılması programına yapacağı finansmanın geçerli olabilmesi için veri bankasının teslim edilmesi için son tarih olarak 25 Temmuz’u öngördüğünü hatırlattı.
Gazete, veri bankasının dün teslim edilmesiyle AB’nin finansmanının kaybedilmesi tehlikesinin ortadan kaldırılmasının amaçlandığını belirtirken, Kıbrıslı Rumlara ait verilerin Yorgos Yakovu’ya, Kıbrıslı Türklere ait verilerin ise Gülden Plümer Küçük’e teslim edileceğini yazdı.

KIBRISLI TÜRK SPORCULARIN OLİMPİYATLARA KATILMASI KONUSU

Uluslararası Olimpiyat Komitesi’nin (IOC), Kıbrıslı Türk sporcuların olimpiyatlara katılabilmesi için, Rum Olimpiyat Komitesi’ne (KOE) başvurması gerektiği konusunda net olduğu belirtildi.
Haravgi gazetesi, IOC Başkanı Jaques Rogge’nin, Rum Olimpiyat Komitesi’ne (KOE) gönderdiği 12 Temmuz tarihli mektubun dün kamuoyuna açıklandığını yazdı.
Habere göre KOE Başkanı Uranios Yoannidis, Kıbrıslı Türklerin Londra’daki ilgili protestosunu yorumlamasının istenmesi üzerine Rogge’nin mektubuna atıfta bulundu ve IOC’nun ilk başta KKTC’nin olimpiyat oyunlarına katılması şeklinde herhangi bir talep almadığını netleştirdiğini söyledi.
Yoannidis ayrıca IOC tarafından tanınan KOE’nin, “Kıbrıs adasının tüm hükümranlığı için yetkili olduğunun” yeniden teyit edildiğini savundu.

DOĞALGAZ SATIN ALINMASI YÖNÜNDE İHALEYE ÇIKMA HAZIRLIĞI

Güney Kıbrıs, sözde Münhasır Ekonomik Bölgesinde (MEB) yer alan ve Noble Energy şirketinin doğalgaz çıkarma çalışmaları gerçekleştirdiği 12. parselden doğalgaz gelene kadarki süre zarfında ihtiyaç duyduğu doğalgazı edinmek için alternatif çözüm arayışı içine girdi.
Haravgi ve diğer gazeteler, 12. parselden 2017 yılının ortalarında doğalgaz elde edileceği göz önüne alındığında Güney Kıbrıs’ın bu tarihe kadarki doğalgaz ihtiyacını gidermek için İsrail’le sürdürülen görüşmelerin başarısız olması ihtimalini dikkate alarak alternatif seçenek arayışına girdiğini yazdılar.
Habere göre, Rum Ticaret Sanayi ve Turizm bakanı Neoklis Silikiotis dün konuya ilişkin açıklamasında, elektrik üretimi için gerekli doğalgazın İsrail’den sağlanması yönünde temasların sürdüğünü ancak bu girişimin başarısız olması ihtimali göz önüne alınarak, doğalgazın elde edilmesi konusunda alternatif çözüm arayışına girileceğini açıkladı.
Bu çerçevede, Rum Doğalgaz İşletmesi (DEFA) tarafından, açık ihaleye çıkılarak doğalgaz alımı konusunda teklif kabul edileceğini belirten Silikiotis, sürecin 2-3 ay sürmesinin beklendiğini vurguladı.
Silikiotis, gerek İsral’le sürdürülen görüşmeler gerekse ihalelerin gerçekleştirilmesi yoluyla yıl sonuna kadar konuya bir çözüm getirmeleri gerektiğini belirerek, her halükarda Güney Kıbrıs’a doğalgaz getirmelerinin en az iki yılı bulacağını ifade etti.
DEFA’nın hali hazırda doğalgazın ülke içerisinde dağıtımını sağlayacak şebekenin oluşturulması çalışmalarına başladığını belirten Silikiotis, bu çalışmalar için AB’den 10 milyon Euro ödenek alındığını sözlerine ekledi.


BAŞBAKAN KÜÇÜK, GÜNEY KORELİ BİR ŞİRKETİN DÖRT TEMSİLCİSİNİ KABUL ETTİ

Başbakan İrsen Küçük, dün öğleden sonra merkezi Seul'de bulunan bir Güney Kore firmasının dört temsilcisini kabul ederek görüştü.
Görüşmeyle ilgili açıklama yapılmazken basın mensuplarının sadece görüntü alınmasına olanak sağlandı.

ST. HİLARİON KALESİ KESKİN SIRT BÖLGESİNDE CUMA GÜNÜ BAYRAKLARIN GÖNDERE ÇEKİLMESİ TÖRENİ İCRA EDİLECEK

Beşparmak Dağları St. Hilarion Kalesi Hava Radarına Giren Yol üzerindeki Keskin Sırt bölgesinde 27 Temmuz Cuma saat 18.00’de bayrakların göndere çekilmesi töreni icra edilecek.
Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı Basın Bürosu’ndan yapılan açıklamaya göre, tören basına açık icra edilecek.

“1’İNCİ BARIŞ HAREKÂTI KOMUTA YERİ” BUGÜN TÖRENLE AÇILACAK

Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı Karargâh Binası 1 numaralı nizamiyenin 30 metre doğusundaki binada, 1’inci Barış Harekâtı’nda komuta yeri olarak kullanılan bina, bugün düzenlenecek törenle açılacak.
GKK Basın Bürosu’ndan yapılan açıklamaya göre, saat 18.00’de yapılacak açılışın ardından kokteyl düzenlenecek.
Bu xəbər oxucular tərəfindən 2088 dəfə izlənilmişdir!
Google Yahoo Facebook Twitter
Del.icio.us Digg StumbleUpon FriendFeed